بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا ١٠

Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

– Diyanet İşleri

وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا ١١

Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.

– Diyanet İşleri

وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا ١٢

Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.

– Diyanet İşleri

وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا ١٣

Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.

– Diyanet İşleri

وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا ١٤

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا ١٥

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا ١٦

(14-16) Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

– Diyanet İşleri

إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا ١٧

Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا ١٨

Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

– Diyanet İşleri

وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا ١٩

Gök açılır ve kapı kapı olur.

– Diyanet İşleri

وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا ٢٠

Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu